Evlilikte Depresyonla Başa Çıkmak İçin 4 İpucu
'Hastalıkta ve sağlıkta sahip olmak ve sahip olmak'. Bunlar, düğün gününüzde birbirinizin gözlerine sevgiyle bakarken birbirinize yemin ettiğiniz sözlerdir. Ama genç aşıklar olarak, önünde hangi zorlukların olduğunu gerçekten düşündünüz mü? Depresyon, Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl yaklaşık 15 milyon yetişkini etkileyen bir akıl hastalığıdır. Depresyon, kişiye bağlı olarak çok farklı görünebilir ve üzüntü, umutsuzluk, enerji ve ilgi eksikliği gibi belirtileri içerir. Bu semptomlar, hem hastanın hem de ailesinin hayatı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Depresyon bir evliliği nasıl etkiler?
Depresyon, partnerinizin duygusal ve / veya fiziksel yakınlığı izole etmesine ve bunlardan kaçınmasına neden olabilir. Bu, iletişim kurmada, farklılıkları çözmede ve genellikle birbirlerinden uzaklaşmada güçlük çekebilir. Eşinizle yakınlaşmak için sayısız başarısız girişimden sonra hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.
Depresyon sinirlilik ve karamsarlığa neden olabilir. Bunlar, birlikte yaşamayı zorlaştıran ve partnerinizin sizi aşağı çektiğini hissetmenize neden olabilecek iki semptomdur. Özellikle duygusal destek arıyorsanız, bardağı her zaman yarı boş gören biriyle yaşamak, anlaşılır bir şekilde üzücüdür.
Depresyonda olan biriyle evli olduğunuzda, eskiden zevk aldığı aktivitelerle artık ilgilenmediğini fark edebilirsiniz. Siz ve partneriniz eskiden dans etmeyi veya yürüyüş yapmayı sevdiyseniz, bir kayıp hissi hissetmeniz normaldir. Bu aktiviteler genellikle bir çifti birbirine bağlar. Artık bir çift olarak eğlenmekten zevk alamadığınız için üzgün hissedebilirsiniz.
Ebeveynlik genellikle depresyondan etkilenir. Yukarıda listelenen tüm belirtiler ebeveynliği zorlaştırır. Eğlenmek, birlikte vakit geçirmek ve sabırla tepki vermek, çocuklarla sağlıklı ilişkiler kurmak için gerekli olan niteliklerdir. Partneriniz depresyonla mücadele ederken, çocuklarınız ebeveynlerinin davranışlarındaki değişikliklerle mücadele edebilir.
Bunun hakkında ne yapabiliriz?
1. Tedaviyi ara t
Yapmanız gereken ilk şey, eşinizle, semptomlarının tüm aileyi kibar ve şefkatli bir şekilde nasıl etkilediğini açıkça konuşmaktır. Unutmayın, depresyon bir seçim değildir, bir akıl hastalığıdır ve tedavi gerektirir. Eşinizin, iyileşme yolunda ilerlemek için depresyon tedavisinde uzmanlaşmış bir terapist bulmasına yardımcı olun.
2. Kendinizi eğitin
Depresyonun ne olduğunu ve eşinize nasıl hissettirdiğini anlamak önemlidir. Depresyona katkıda bulunan faktörler ve semptomlarla savaşmak için kullanılabilecek ortak stratejiler hakkında bilgi edinin. Eşinize bir müttefik ve yardım etmeye istekli bir takım arkadaşı olduğunuzu bildirin. Çocuklarınız ayrıca ebeveynlerinin davranışlarının neden değiştiği konusunda yaşlarına uygun bir eğitimden de yararlanacaklar. Çocuklar, ebeveyn davranışlarındaki değişikliklerin çok farkındadır ve eşinizin daha iyi hissetmek için ne yaptığını bilirlerse kendilerini daha güçlü hissederler.
3. Sınırlarınızı bilin
Eşinizi desteklemek önemli olsa da, gemiyle aşağı inmek kimseye yardımcı olmaz. Eşinizin semptomları sizi bunalttığında, ara verip kendinize bakmakta sorun yoktur. Aslında, sizin ve eşinizin sınırlarınızın neler olduğu hakkında konuşmak ve kişisel bakım molasına ihtiyacınız olması durumunda bir plan geliştirmek iyi bir fikirdir.
4. Bunun sizinle ilgili olmadığını unutmayın
Eşinizin depresyonunu kişiselleştirmemek çok zor olabilir. Depresyonu olan biriyle evli olduğunuzda, öfke, reddedilme ve kızgınlık duyguları normaldir. Eşinizin sizinle hiçbir ilgisi olmayan içsel şeytanlarla acı çektiğini kendinize hatırlatın. Kendinizden başka kimseyi düzeltemeyeceğinizi de hatırlamak önemlidir. Eşiniz onun üzerinde çalışırken kendi mutluluğunuzu nasıl sürdürebileceğinizi öğrenmek için kendi danışmanlığınızı aramanız yararlı olabilir.
Paylaş: